Seyahat etmek için
doğduğumu düşünüyorum ben. Yeni yerler görmek, yeni insanlar tanımak
heyecanlandırıyor beni. Bir sırt çantası ve biraz cesaret dünyayı keşfetmeye
yeter bence. Çok uzağa gitmenize gerek yok, yakın yerlerden başlayın önce.
Hatta bulunduğunuz şehirde hiç gitmediğiniz bir semtten.. İngilizlerin dediği
gibi bir kere insanın kanına seyahat böceği (travelbug) girmesin, bir daha
çıkmıyor.. Sonrası mı?
kendiliğinden geliyor zaten. -..
Lise
yıllarında başlayan bu seyahat etme merakım, üniversite yıllarında oldukça
arttı. Ama diğer ülkeleri de çok merak ediyordum. Bir gün babam şöyle
dedi: "Önce kendi ülkeni görüp tanımazsan, diğer ülkeleri gördüğünde
karşılaştırma yapma şansın olmaz, gezeceksen kendi ülkenden başla" Babamın
dediğini dinledim ve kendi ülkemi gezmeye başladım. Üniversite gezi kulübüyle Türkiye'de bir çok yeri
görme şansım oldu. Saymadım ama şu ana kadar çok şehir gördüm, çok insan
tanıdım. Çok anı biriktirdim. Bunları da zaman zaman sizlerle paylaşacağım.
Ancak ne zaman okulu bitirdim ve dil öğrenmek için yurt dışına çıkma kararı
aldım, işte hayatım o zaman tamamen değişti. Londra ile başlayan ilk yurt dışı
maceram bana bir sonrakilerin kapısını açtı amatör bir gezgin olarak. 2006
yazında kendimi, tek başına ve bir sırt çantasıyla interrail yaparken buldum.
Hayatımın macerasıydı. 4 yıl bunun okulunu okusam bu kadar şey öğrenemezdim.
Çok gezen mi bilir yoksa çok okuyan mı sorusunun da cevabını böylelikle vermiş olduk bence :)
Tabi hep böyle gezmek güzel ama para kazanmakta gerekiyor derken kendimi
bir şirketin dış ticaret departmanında buldum. Sonra başka bir şirket, daha
sonra bir başkası.. Şirketler dışında değişmeyen şey çalıştığım departmandı.
Dış ticaret! Bu sayede yine seyahat etmeye devam ettim.
Okulu bitirdik, işe girdik derken toplum baskısı ve
ailen bir sonraki level için zorluyor seni. Hadi bakalım bir evlen senin de
mürüvvetini görelim diye. Kolay sanki bu devirde kafana göre eş bulmak. Nereden
bulayım benim gibi gezmeyi seven, ha deyince kendini kapı önünce bulan kocayı?
Ama biliyor musunuz gerçekten buldum. Hatta bana interrail yaptığını
anlattığında tamam oldu bu iş dedim ve böylelikle hayatımın en uzun yolculuğuna çıkmış oldum.
Birlikte bir çok yer gezdik hem yurt içinde hem de yurt dışında. Hala da
gezmeye devam ediyoruz. Hani derler ya arkadaşını yolda tanırsın diye.
Gerçekten birbirimiz için doğru insanlar olduğumuzu bize katettiğimiz yollar
gösterdi. Darısı hepinizin başına...
Gezdikçe daha fazlasını görmek istiyor insan. Hatta
bir seyahatteyken bir sonrakinin planını yapmaya başlıyor. Keşke her
doyumsuzluk bu kadar masum olsa.. Gözümü yükseğe diktim şimdilerde. Artık
hedefimde büyük bir dünya turu var. Ne zaman olur bilmiyorum ama mutlaka bir
gün olacağını biliyorum. Hayalini kurmak bile heyecanlandırıyor beni, kim bilir
gerçeği nasıl olacak..
Seyahat etmek özgürlüktür arkadaşlar, keşfetmektir,
öğrenmektir, paylaşmaktır. Kendinizi bundan yoksun bırakmayın. Ve unutmayın her
şey ilk adım atılana, ilk kıvılcım çıkana kadar... Sonrası gezmek güzelleşmek
işte.
Sevgiyle Kalın,
Gezgin B.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder